Bir gün Hazreti Ömer arkadaşlarıyla sohbet ediyorken karşıdan üç kişinin geldiğini! Gördüler, iki tanesi, bir delikanlıyı yaka paça yakalamış, halifenin huzuruna çıkarmak için getiriyorlardı.
Vaktin hesabıyla plan yapanlara bir çift sözüm olacak; ‘’Ne kadar plan yaparsanız yapın, plandaki olan değil nasipte olan gelir başımıza.’’
İnsanoğlunun rızkını temin etme peşinde, en az bugünkü kadar koştuğu
devirlerden birinde, bir adamcağızın yolu gu
Copyright © 2021 Tüm Hakları Saklıdır.
Sırtında bir döşek, elinde bir tencereyle kaşık, yollara düşmüş. Yoruldukça döşekte yatmış, acıktıkça tencerede yemeğini pişirip kaşıklamış. Böyle böyle üç gün üç gece geçmiş.
Zamanın birinde, bir ülkede güzel mi güzel, çalışkan mı çalışkan bir genç kız varmış. Bu kızın hayatta en sevdiği şey, eski püskü bir masal kitabıymış. Masal kitabını hep yastığının altında saklar, her akşam bir masal okurmuş.
Masal anlatıcılığı, sözlü kültürün en eski ve en etkili anlatım biçimlerinden biridir. Masallar, hayal gücünü besleyen, eğitici ve eğlendirici hikâyelerdir. Anlatıcının ses tonu, beden dili ve anlatım tarzı, dinleyiciyi hikâyeye çekmede büyük rol oynar.
Masallarla büyüyen bir çocuk, değerlerle yoğrulmuş bir birey olur.
Sizlere bu süreçte destek olmak, birlikte üretmek ve gelişmek dileğiyle…
Bir gün bir sahabe, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) huzuruna gelerek cahiliye devrine ait bir vahşiliği şöyle dile getirir: Ya Resulallah! Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik.
Hiçbir etkili konuşma yoktur ki içinde hikaye olduğu vakit sıkıcı geçsin, anlaşılması güç olsun. Anlatımı güçlendirmek, öğretici olmak ve dinleyenleri sıkmamak için en iyi yol hikâyelerdir.
Muradiye Öğretim Kurumlarının bünyesinde hizmet veren MURADİYE
Bir rivayete göre Adana, nüfus cüzdanına göre İstanbul’da dünyaya gelmişim. Eski Türk filmlerinin en iddialı tragedyalarını aratmayacak derecede hüzünlü bir hayat hikâyesinin başkahramanı olan sarı çocuğun sanata dair meşakkatli öyküsünden bahsederek sizl