Hikâye ve masal anlatıcılığı, eğitimin en eski biçimidir diyor araştırmacılar. Çocuklara, dünyanın oluşumu, hayat ve yaşam sonrası gibi sorulara cevaplar vererek geçmişten günümüze köprüler kurmasını sağlar. Hikayeler insanı insana anlatır, bizi tanımlar, şekil verir, kontrol eder ve bizi biz yapar. Dünyadaki her kültür okur yazar değildir ama her kültür bir şekilde kendi hikâyesini yazar okur ve anlatır. İşte bu kitapta kendi kültürümüz içinde şekillenen anlarım sanatı olan Meddahlıkla ilgili önemli bilgiler aktaracağım. Bu mesleğe adım atmak için Masal veya Hikaye anlatmak önemlidir ama bilgi ve birikim sahibi olmadan anlatacağınız hikayeler her daim yavan kalır. Bir de o donanıma sahip olmadan yola çıkarsanız çevrenizden ‘’bana hikaye anlatma’’ diye öykünmelerine yenik düşer yarı yoldan geri dönersiniz. Hikayelerin anlatım biçimlerini teori olarak öğrenirken anlatım sanatının inceliklerini pratiğe dökmeden yola çıkmanız sakıncalıdır. Eğer ben Meddah olacağım diyorsanız gelen eleştiriler sizi yolunuzdan etmesin hata yapabilirsiniz ama anlatım sanatının dümeni elinizdeyse hikayenizi doğru yola çekebilirsiniz. Bu dünyada yaratılan her şeyin bir hikayesi vardır o hikayeyi doğru okumak ve anlatmak senin elinde. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde İlk vahiy, ilk ayet. “Yaratan Rabbinin adıyla oku” mealindeki ayet-i kerimenin geçtiği sureye “İkra' suresi” de denir. Oku çünkü okumak akletmek senin elinde anlatmak senin eline. O’nun rızasıyla okuduğun her şey de açık bir denizde kulaç atmaya benzer o attığın her kulacın bir hikayesi mevcuttur.
Anlatım sanatını bir Meslek olarak edindiğim diye söylemiyorum hitap etmeye çalıştığın an şunu hiç unutmaman gerekir MEDDAH okuduğunu anlayan ve anladığını anlayan kişidir. “Yaratan Rabbinin adıyla oku” cümlesindeki hikmeti kavradığın an O’nun rızasıyla anlatmanın ne kadar önemli bir ayrıcalık olduğunu anlayacaksın. Peki meddah nedir?.. Methedici (övücü), taklitler yaparak Tiyatro sahnesinde ya da dört tarafı açık meydanlarda halkla göz, göze temas kurmayı becerebilen, canlandırma ve benzetme öğelerinden yararlanarak anlatma sanatına sahip tiyatro oyuncusu ve hikayesinin yönetmenidir.
''Elinizde çocuklarınızın sizi sakince oturup dinlenmelerini sağlayacak, aynı zamanda hayal gücünü geliştirecek, kelime dağarcığını arttıracak ve tüm bunlarında ötesinde empati kurma becerilerini geliştirip, onlara öz güven aşılayacak, ahlaki gelişimlerine olumlu katkı verecek, geleceğe daha güvenli ve korkusuz bakmalarını sağlayacak bir efsunlu değnek olduğunu hayal edin! '' Prof Dr Gerald Hüther- Nörobiyolog
Hikâyeci;
Her insanın kendine özgü bir kabiliyeti vardır ve bunu keşfetmesi bazı insanlarda zaman alabilir. Zamanı öne almaya çalışan oyuncuların kendilerini yeteneksiz hissetmeleri kaçınılmazdır. Sahne başarısı için kendimize sabırsız ve acımasız davrandığımız sürece bilinç altımıza yerleşen hayal çiçeklerimiz kırılır ve tohum vermez hale gelir. Hikâye anlatmak yetenek ister ve yetenek satın almaya çalıştığınız dış etkenlerle ortaya çıkarmak birey olarak size çok zarar verir.
Yeteneğimizin yaşadığı yegâne yer bilinçaltımızdır ve o son nefesimize kadar bizimle olacaktır. Bir meddah olarak onu fark etmenin yegane yolu yaşadıklarınızdan arta kalan anıları hayal çiçeklerimizin kokusuyla harmanlayabilme becerisidir.
Oyuncu kabiliyet kavramını hayal dünyasının derinliklerinde bulabilmesi için bilinç altına ekmiş olduğu anıları sürekli didiklemesi gerekebilir. Bu bazen insan çok acı verebilir çünkü unutmaya çalıştığımız kötü anılar ortaya çıkabilir. Hikayeci kendi hikayeleriyle barışması elzemdir. Hikaye anlatmaya çalışırken hatalarımızla, sevaplarımızla, kusurlarımızla bir insan olduğumuzu ve bu mesleğe gönül verdiysek ihtiyacımız olduğu zaman gün anıları gün yüzüne çıkartabilme cesaretimiz olmalıdır. Mükemmellik ve kusursuzluk yalnızca Allah'a mahsustur. Allah'ın kulları olan İnsanlar, beşerler, mükemmel ve kusursuz değillerdir. Kusurlarımız yeri geldiğinde hikayelerimize yol gösterici olabilir. Anlattığınız hikayede kusurları olan bir kahramanı anlatırken sizi seyredenlerin gücenmemesi için örnek: Canlar hikayemizin bu yerinde mola vereyim. Hikayemizdeki kahraman babasına kötü davranıyor olabilir her insan şu hata yapabilir. Mesel kendimden örnek vereyim, ben mükemmel biri değilim; hiçbir zaman da olmadım. Benim de herkes gibi kusurlarım var. İnsanım beşer şaşarım. Hatalarımın çoğu sezgisel ve şunu çok iyi biliyorum ki hiçbir zaman art niyetle bir şeyler yapmadım. Bunu şu an burada anlatıyor olmak beni rahatlatıyor. Çünkü ben yaptığım hataları tekrar etmemek şartıyla Allah’a havale ettim. ‘’ Hikaye satıcısı kendi hikayesini de yeri geldiğinde satabilmelidir. Bunun içinde iyi veya kötü tüm anıları ayırt etmeden zihninde açan ama yüreğiyle beslenen hayal çiçekleriyle harmanlayabilmelidir.
Emanete hıyanet etmeyen oyuncu kaç yaşında olursa olsun sahneye dair Hayal kurma yeteneğini kaybetmemiş olur. Hikayelerine yani anılarına ihtiyacı olduğu zaman zihnindeki hayal çiçeklerinin kokusunu takip ederek yeteneğine ulaşabilir. Hikayeci sezişleriyle keşfettiği kabiliyetini sürekli çalıştırması gerekir ve bunun içinde anılarında diri kalan hayal çiçeklerini kurutmaması için devamlı sulaması gerekir. Belki ilk zamanlar bu çalışma Hikayeci için biraz acıtıcı olsa da zamanla küs olduğu hikayeleriyle barışmış olacak ve zihninde unutmaya yani kurutmaya çalıştığı hayal çiçekleri meslek hayatında yol gösteren rehber haline dönüşecektir.
Eğer bir Hikayeci yeteneği için çalışmazsa o yetenek zamanla kapris kumkuması haline dönüşecek ve durduk yerde onu yarı yolda bırakacaktır. İşte yeri geldiğinde kapris kumkuması haline dönüşebilen yetenek insanlar arasında farklılık gözetse de; özünde Allah'ın, kullarına; yaratılışında nakşettiği ve nefsinin zihninde ful mesai yapmasını sağladığı kıymetli bir hazinedir.
Allah'ın hemen her kuluna nakşettiği bu yetenek işte bu keşif yolculuğunda pat diye karşısınıza çıkabilir. İşte bu sebeple ben nasıl olsa yetenekliyim havasına bürünürsek hikaye anlatırken duvara toslamamamız an meselesidir. Öncelikle bizlere bahşedilen yeteneği O’nun rızasıyla doğru kullanabildiğimizi öğrenmek için usta şoförlerden(hikayecilerden) yardım alınması gerekir. Sahnede yani trafikte usta şoför kavramı hikayecileri kazalardan kurtarır düşüncesi sağlıklı değildir. Hikaye ustası sürekli yanınızda olmayacak. O’nun rızasıyla özel ehliyetini sahnede kullanabilmesi için sürekli ama sürekli çalışması gereklidir. Her meslekte yetenekli insanlar vardır ama hikayeciler sezgilerini çok iyi kullanabilen usta şoför olabilmesi gerekir ki hayallerini yol geçen hanı haline de dönüştürmesin.